Süt, uyudukça bir peynir rüyası görür. O dönüşüp şeklini değiştirdikçe lezzeti zenginleşir. Sofralara iyi bir peynir getirmenin sırrı, onu doğanın kucağında üretebilmektir. Onun her bir lokmasında toprağa düşen pırıl pırıl yağmur, orada büyüyen taptaze çimen büyük rol oynar. Bu yeşille beslenen inekler sütlerine doğanın nefesini üfler. 

Hitit Uygarlığı, Britanya Krallığı, Bizans, Selçuklu ve Karasioğulları’nın tortularıyla demlenmiş olan ilçemizin eski adı Kirmasti. Adını, güçlü ve dillere destan Bizanslı kadın yönetici Kirmastorya’dan almış. Tüm bunların ardından Kurtuluş Savaşı sırasında direniş hikayemizde önemli yer edinmiş ve Cumhuriyet ilan edildikten sonra adı meclis kararıyla Mustafakemalpaşa olarak değişmiş. Kirmasti’nin birbirinden leziz peynirleri işte tüm bu hikayelerle beslendi ve el değmemiş bir doğanın içinde, anlaşmalı çiftliklerimizden özenle seçilerek toplanan sütlerin doğru yöntemlerle işlenmesi sonucu ortaya çıktı. 

Yola çıkarken amacımız, sizlere kaliteli ve lezzetli peynirler sunmak. Onları üretirken topraklarımızdan gelen geleneksel peynir bilgisiyle fabrikalarımızın son teknolojisini bir araya getiriyoruz. Maksimum hijyen koşullarıyla el değmeden üretilip paketlenmelerini sağlayarak soğuk zinciri bozmadan size taptaze sunuyoruz. 

Kirmasti, sürdürülebilir üretim metodlarıyla son teknolojinin bir arada olabileceğine inanan bir ekibin üretimi. Gezegene ve doğanın döngülerine saygılı, hammaddeyi en iyi şekilde değerlendiren bir anlayışın ürünü. 

İnanıyoruz ki, süte gerçekten kulak verirseniz size nasıl bir peynire dönüşmek istediğini kendi söyler. Doğanın ustalığına güvenerek her bir peyniri nasıl işlenmesi gerekiyorsa o şekilde işlediğinizde ortaya ustalık çıkar. İşte bu ustalık lezzetle birleştiğinde Kirmasti’yi görürsünüz.